7 Ağustos 2012 Salı

Moondesign / Sinem Ay

Memur bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişseniz eğer; yetiştirilme şartlarından ötürü girişimci faaliyetlere pek sıcak bakmaz, tıpkı aileniz gibi devlet kapısında bir iş bulmayı hedeflersiniz çoğu zaman. Belki azdır ama paranız garantidir, geleceğinizi planlayabilir, hergün “işimi kaybedecek miyim” korkusu yaşamazsınız. İşte bu yüzden; memur ailelerin çocukları için girişimcilik içte kalan bir ukdedir genelde.

Sinem Ay ise bu kısırdöngüyü bozanlardan. O ailesinin istediği gibi devlet memuru değil, tam bir girişimci oldu. Hem de daha 18’inde.

Her şey İstanbul’daki o lüks mağazanın vitrininde gördüğü terlikle başladı. Sinem terliği çok beğendi ancak üzerindeki etiket terliğe ulaşmakta büyük ve geçerli bir engeldi. Terlik alınmadı ama Sinem mesleğini o vitrine bakarken buldu.

Malzemeler alındı, eve gelindi ve 1 saat içinde mağazadaki terlik Sinem’i ayağındaydı. Kısa sürede ortaya çıkan tasarım, yakın çevreden büyük ilgi gördü. 


Elde kalan malzemelerle başka terlikler yapıldı, pazarın yolu tutuldu. Bostanlı pazarı Sinem’in ticarete atıldığı ilk yer oldu. Umduğundan daha iyi satış yapan Sinem, anında satış ve sıcak parayı sevdi. Pazar zamanla yetmemeye başladı, iş büyütülmeliydi. İzmir'de dükkân açıldı.

Sinem İstanbul'dan her hafta yeni tasarım terlikler gönderiyordu. Skala genişledi babet, şapka ve çantalar da mağazadaki yerlerini aldı.

                              

Ancak mağazayı İstanbul’dan idare etmek Sinem için zorlaşmaya başladı ve devreye bu kez sanal mağazalar gidi. Aralarında Markafoni, Trendyol, Vip Dükkân gibi ünlü alışveriş sitelerinin bulunduğu sanal mağazalarda tasarımlar görücüye çıktı


Bir günde alınan 1500 adetlik sipariş, doğru adımlar ile ilerlenildiğinin göstergesi oldu. Kaliteyi ve özgünlüğü ön planda tutan Sinem, cesaretiyle memur aileye yeni bir soluk getirdi. Girişimciliğe karşı çıkan anne ve baba kızlarıyla gurur duymaya başladı. Sinem Ay "Moondesign" ismiyle (as tasarım) farklı olmayı sevenlerin vazgeçemediği bir marka haline geldi.


Sinem’in hikayesini yerinde dinlemek, ondan güç almak ya da tasarladığı muhteşem ürünlerden almak için Çeşme Alaçatı Pazarı’na gitmeniz yeterli.

                        

Hiç yorum yok: